İZ Belgesel Filminin Wuppertal de Özel Gösterimi Yapılacak…
ALMANYA | 08.12.2017 | Avrupa’nın birçok ülkesinde ve şehrinde vizyona giren İZ Belgesel Filmi, Almanya`nın Wuppertal şehrinde Wuppertal
Alevi Kültür Merkezinin (AKM) organizasyonu
ve Avrupa Türkiyeli İşçiler Federasyonu
(ATİF)in desteğiyle gösterime sunulacak.
Yapım
ve Yönetmenliğini Hakan Gürer`in yaptığı İZ belgesel filmi Wuppertal Alevi Kültür Merkezinde, 15 Aralık
Pazar günü Özel Gösterimle izleyiciyle
buluşacak.
The
Times dergisinin “Dünyanın en kötü şöhretli 10 hapishanesinden biri” ilan
ettiği Diyarbakır 5 No’lu cezaevini, devrimci ve yurtseverlere yapılan insanlık
dışı uygulamalarını konu alan belgesel, yalnızca hapishanede gerçekleşen
işkence ve cinayetleri değil, 12 eylül askeri darbesinin iç ve dış
bağlantılarına, 12 eylül ve din ilişkilerine, günümüzdeki siyasal İslam’ın
iktidar oluşuna dek bir çok noktaya dikkat çekiyor.
ATİK
ve ona bağlı kurumların Avrupa gösterimlerini üstlendiği belgesel, çeşitli devrimci-demokrat
ve duyarlı kurum ve kuruluşlarında organizasyonuyla geniş izleyici kitlesiyle
buluşmaya devam ediyor.
Tarih : 15.12.2017 (15 Aralık Cuma-2017)
Saat : 19:00
Yer : Alevi Kültür Merkezi – Wuppertal
(AKM)
Adres : Südstr. 17-19
42103 Wuppertal, Almanya
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Fransa’nın Mulhouse şehrinde İZ Belgeseli gösterime giriyor…
FRANSA | 5.12.2017 | Fransa’nın Mulhouse şehrinde ATİK
tarafından organize edilen İZ belgesel filmi, Mulhouse Bağımsız
Film Sineması olan Cinéma Bel Air de 10 Aralık 2017 tarihinde saat
13:45’de Fransızca alt yazılı olarak gösterime girecek.
Mulhouse'un en ileri ve en iyi bağımsız sinema
programlarının yer aldığı Cinéma Bel Air Yapımcılığını ve Yönetmenliğini Hakan
GÜRER’in üstlendiği uzun metrajlı İZ Belgesel filmine 10 Aralık 2017 tarihinde tek
seanslı özel gösterimle ev sahipliği yapacak.
İZ Belgesel filmin geçtiğimiz aylarda Almanya, Fransa,
İsviçre ve Hollanda ülkelerinde on beş (15) farklı şehirde gösterimi
gerçekleşti. İZ belgesel filminin Avrupa’nın farklı ülke ve şehirlerinde
önümüzdeki günlerde de gösterimleri yapılmaya devam edecek.
Tarih : 10 Aralık
2017
Saat : 13:45
Yer : Cinéma Bel
Air
Adres : 31 Rue Fénelon
68200 MULHOUSE/France
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Köln`de İZ Belgeseli Özel Gösterimi Yapılacak…
ALMANYA | 29.11.2017 | Avrupa’da
birçok ülkede ve şehirde vizyona giren İZ Belgesel Filmi, Almanya`nın Köln şehrinde de
gösterime sunulacak.
Yapımcılığını
ve Yönetmenliğini Hakan Gürer`in yaptığı İZ belgesel filmi ATİK aktivistleri
tarafından örgütleniyor. Köln şehrinde 3 Aralık Pazar günü Özel Gösterimle izleyiciye
sunulacak.
Diyarbakır
zindanlarında devrimci ve yurtseverlere yapılan insanlık dışı uygulamaları konu
alan belgesel, hapishanede gerçekleşen işkence ve cinayetler, bunları yaşayan
ve tanıklık eden kişiler tarafından anlatılıyor. ATİK ve ona bağlı kurumların
Avrupa gösterimlerini üstlendiği belgesel geniş izleyici kitlesiyle buluşmaya
devam ediyor.
Alte
Feuerwache (Kino Raum)
Tarih: 3 Aralık 2017
Pazar
Saat: 15.00
Adres: Melchiorstrasse 3,
50670 Köln/Ebertplatz
Kaynak: http://www.atik-online.net/blog/koelnde-iz-belgeseli-oezel-goesterimi-yapilacak.html
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgesel Filmi AMSTERDAM “LAB111” sinemasında…
Amsterdam da kült filmlerin
adresi olan “LAB 111” sinemasında 12
Kasım 2017 tarihinde İZ belgesel filmi gösterime giriyor. Yapımcı ve Yönetmenliğini Hakan Gürer’in üstlendiği, The
Times dergisi tarafından dünyanın en kötü şöhretli 10 hapishanesinden biri
seçilen Diyarbakır 5 Nolu hapishanesini ve uygulamalarını konu alan filmin gösterimi
Hollanda’nın 4 farklı şehrinde vizyona giriyor.
Amsterdam’ın batısında bir
yerleşim bölgesinin ortasında, eski bir laboratuvarda, “LAB 111” adlı yaratıcı
bir film merkezi bulunur. Amsterdam şehrinin en iyi kült film akşamlarına ev sahipliği
yapan “LAB 111” sineması, yalnızca bir sinema değil, bir sergi alanı, restoran
ve arıcılık-kulübüne de ev sahipliği yapıyor.
Eski bir video kaydedicinin yardımı ile, tüm glitches, eski skool
reklamları, çekici açılış melodileri olmak üzere bellek şeridinde son derece
eğlenceli bir gezi sağlıyor. İZ belgesel filmini “LAB 111” sinema salonunda
izlemek bir ayrıcalık…
Tarih : 12 Kasım
Pazar, 2017
Seans : 16:00-18:00
Süre : 97 dakika
Adres : Arie Biemondstraat 111,
1054 PD Amsterdam, Hollanda
Belgesel filmin resmi web sayfası: https://izfilm.wordpress.com
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgesel Filmi İsviçre’nin Zürich şehrinde vizyona giriyor…
İZ Belgesel Filmi İsviçre’nin Zürich şehrinde 22 Ekim Pazar günü Bucheggstr'de üç seans şeklinde vizyona giriyor…
The Times dergisi tarafından yapılan araştırma sonucu, “dünyanın en kötü 10 cezaevi” arasında yer
alan 12 Eylül askeri darbesini, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevini ve uygulamalarını
konu alan Yapımcı ve Yönetmenliğini Hakan GÜRER’in üstlendiği İZ belgesel filminin
Avrupa da ki vizyon adreslerinden biri de İsviçre’nin Zürich şehri olacak.
İZ belgesel filmi Zürich şehrinde 22 Ekim
Pazar, 2017 tarihinde Bucheggstr'de Almanca alt yazılı olarak vizyona giriyor… Avrupa
Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) tarafından organizasyonu yapılan
gösterim, gün içinde üç farklı seans şeklinde vizyonu yapılacak. Gösterime
belgeselde yer alan kişilerin ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin, kurum
ve kuruluşların da katılımı hedefleniyor. Belgesel filmin vizyonu süresince aperatifi
yapılarak söyleşilerle programın tamamlanacağı hedefleniyor.
1980-1984 yılları arasında
“Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi”nde devletin açıklamasına göre 34, tutsakların iddialarına
göre ise 100’e yakın insan öldürülmüştü!
Tarih :
22 Ekim Pazar, 2017
Süre :
97 dakika
Gösterim seansları:
1.Seans : 13:00-14:30
2.Seans : 15:00-16:30
3.Seans : 17:00-18:30
Adres :
GZ Buchegg
Bucheggstr. 93
8057 Zürich, İsviçre
Belgesel filmin resmi web sayfası: https://izfilm.wordpress.com
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgesel filmi İsviçre’nin 4 şehrinde vizyona giriyor…
İsviçre Afişi |
12 eylül 1980 yılında Türkiye de gerçekleşen askeri darbenin
ardından darbenin mimarı generaller, 1980-1988 yılları boyunca Türkiye’nin
yönetimini ellerinde tuttu. Bu yıllarda Türkiye genelinde ki tüm cezaevlerinde
yoğun işkence ve cinayetler yaşandı. Ancak içlerinde üç cezaevi ön plana çıktı.
Bunlar, İstanbul’da bulunan Metris, Ankara’da Mamak ve Diyarbakır da ise
“Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi”ydi!..
Bu cezaevleri içerisinde ise, 1980-1984 yıllarında uygulamalarıyla
skandallar yaratan “Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi” oldu! Bu cezaevinde, dünyada
eşi-benzeri görülmemiş işkence yöntemleri uygulandı. Onlarca insan işkencelerle
öldürüldü, zulme karşı çeşitli direnişlerde ve açlık grevlerinde yaşamlarını
yitirdi. Diyarbakır 5 No'lu cezaevi, 29 Nisan 2008 tarihinde The Times dergisi
tarafından yapılan araştırma sonucu, “dünyanın en kötü 10 ceza evi”
arasında yer aldı.
‘İZ’ Belgesel filmi, 35 yılı aşkın bir süreyi kapsayan, ancak
hala travması toplumda sürmekte olan, bu cezaevinde ki uygulamaları araştırarak
hazırlandı. Bu cezaevin de uzun yıllar kalan ve işkence mağduru olan 88 kişi
ile görüşüldü ve bunlardan 34 kişinin öyküleri kayıt altına alınarak hazırlandı…
Üç İsviçreli psikolog uzmanın da yer aldığı belgesel film, Avrupa’nın çeşitli
ülke ve şehirlerinde Almanca ve Fransızca alt yazılı olarak gösterilmeye devam
etmekte.
İsviçre Afişi |
Zürich Afişi |
BERN Afişi |
BASEL Afişi |
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Almanya Rüsselsheim’de İZ Belgeseli gösterimi yapıldı
H.Merkezi: Hakan Gürer’in yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) tarafından Avrupa’da
gösterimlere sunulan İZ Belgeseli, Almanya’nın Rüsselsheim kentinde
izleyicileriyle buluştu.
Yoğun
katılımın olduğu salonda gösterim öncesi, Grup Simurg tarafından Diyarbakır
zindan direnişlerine dair ezgiler seslendirildi.
ATİK adına
Konsey üyesi tarafından yapılan konuşmada İZ Belgeseline dair bir konuşma
yapıldı.
Yapılan
konuşmada birçok devrimcinin işkenceden geçtiği belirtilerek;
“Diyarbakır
5 nolu’da kadın tutsaklara yapılan özel cinsiyetçi işkencelerin aradan geçen 37
yıla rağmen hala çok azını bilmekteyiz. Çünkü kadın tutsakların çok az bir
kesimi, yıllar sonra da olsa, cesaretlerini toplayarak onlara ekstradan yapılan
işkenceleri bir kaç makalede anlatabildiler” ifadelerine yer verildi.
İlgiyle
izlenen Belgesel gösterimi ardından seyircilerden olumlu tepkiler geldi.
Belgeselin önemli bir konuyu aktardığını belirten seyirciler AHM’ye, duygulu
olmasının yanı sıra politik aktarımlarının, gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya
seren bu türden çalışmaların devam ettirilmesi gerektiğini vurguladılar.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İnsanlığın hafızasına derin İZ’ler...
İSVİÇRE
| 13.10.2017 | Türkiye’nin en karanlık yıllarına ışık tutan İZ belgesel filmi İsviçre`de Zürih, Bern, Basel ve Biel/Bienne şehirlerinde gösterime girecek.
Yapımcılığını ve Yönetmenliğini Hakan Gürer’in üstlendiği
belgesel tarihin karanlık sayfalarını karıştırırken, tutuklular özgülünde bir
ulusun sistematik olarak katledilmesini ve acılarını anlatmakla kalmıyor,
bugünün Türkiye’sine ve ülkeyi yöneten siyasal iktidarın, iktidar yürüyüşüne de
değinerek Ortadoğu’da siyasal İslam’ın güçlenmesinin nedenlerine de değiniyor.
İZ belgesel filmi ile Yönetmen,
insanlığın hafızasına derin İZ’ler düşüyor. 12 Eylül askeri darbesi ile
başlayan ve uzun yıllar sistematik bir şekilde Diyarbakır 5 Nolu hapishanesinde
tutuklulara yapılan işkenceler, bu hapishaneyi Dünyanın en kötü şöhretli 10
hapishanesinden birine dönüştürmüştü. Yüzlerce ÇEŞİT işkence ile onlarca
tutuklu öldürülmüş, yüzlercesi ise sakat bırakılmış, bir o kadarı ise ağır
psikolojik sorunlarla yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmıştı.
Diyarbakır 5 No’lu hapishanesinde yaşanan olaylar,
uygulanan işkence ve cinayetler hakkında bir çok kitap yazıldı. Şairler şiirle,
müzisyenler ezgileriyle, ressamlar ise kara kalem ve fırçaları ile anlatmaya
çalıştılar. İZ belgesel filmi ise, tüm bunları yaşayan ve tanıklık eden
kişilerin kendileri tarafından izleyiciye aktarıyor.
Zürih
: 22 Ekim 2017 Pazar
GZ Buchegg Bucheggstrasse 96, 8057
1. Seans 13.00 – 14.30
2. Seans 15.00 – 16.30
3. Seans 17.00 – 18.30
Gösterim süresinde Apero yapılacaktır.
Bern : 15 Kasım 2017 Çarşamba
Saat : 20.00 ( Tek gösterim yapılacaktır)
Kino Reitschule Neubrückstrasse 8, 3012
Basel : 17 Aralık 2017 Pazar
Saat : 13.00
Kült Kino Camera
Rebgasse 1, 4058
* Biel/Bienne gösteriminin önümüzdeki günlerde
duyurusu yapılacaktır.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgeseli Rüsselsheim’de Gösterime Sunuldu
Rüsselsheim | 15.10.2017 |
Hakan Gürer’in yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği Avrupa Türkiyeli
İşçiler Konfederasyonu (ATİK) tarafından Avrupa’da gösterimlere sunulan İZ
Belgeseli, Almanya’nın Rüsselsheim kentinde izleyicileri ile buluştu.
Yüze yakın izleyicinin yer aldığı
salonda gösterim öncesi, Grup Simurg tarafından Diyarbakır zindan direnişlerine
dair ezgiler seslendirildi.
ATİK adına Konsey üyesi
tarafından yapılan konuşmada İZ Belgeseli hakkında bilgilendirme yapılırken „bu zindanda Kürt yurtseverler,
ve yine Kürt dostu Türk, Ermeni, Laz, Çerkez, Arap, Boşnak asıllı devrimciler,
sosyalistler ve komunistler inanılmaz bir vahşete tabi tutuldular. Diyarbakır 5
nolu’da kadın tutsaklara yapılan özel cinsiyetçi işkencelerin aradan geçen 37 yıla
rağmen halaçok azını bilmekteyiz..
Çünkü kadın tutsakların çok az bir kesimi,
yıllar sonra da olsa, cesaretlerini toplayarak onlara ekstradan yapılan
işkenceleri bir kaç makalede anlatabildiler. Burada kadın tutsak olmak, hele
hele Kürt, alevi, gayr-ı müslüm ve sosyalist kadın tutsak olmak en katmerli
CİNSİYETÇİ işkenceye hergün, her an maruz kalmak demekti”
ifadelerine yer verildi.
ATİK Konsey temsilcisi
konuşmasında “Özelikle faşist AKP iktidarı ve Diktatör
Erdoğan patentli günümüzdeki zulmün 12 Eylül Faşizmi’ne yaslanan kökenlerini,
Türk İslam Sentezi’nin süremekte olan faşizan mahiyetini farketmek için pür
dikkat dinlemenizi tavsiye ediyoruz” diyerek katılımcıları
selamladı. İlgiyle izlenen Belgesel gösterimi ardından seyircilerden olumlu
tepkiler geldi. Belgeselin önemli bir konuyu aktadığını belirten seyirciler
AHM’ye, duygulu olmasının yanı sıra politik aktarımlarının, gerçekleri tüm
çıplaklığıyla ortaya seren bu türden çalışmaların devam ettirilmesi gerektiğini
vurguladılar.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgesel Filmi Avrupa da 5 ülkede 15 farklı şehirde vizyona giriyor...
“Dünyanın en
kötü şöhretli 10 hapishanesinden birini” konu alan İZ belgesel filmi, bu
hapishanedeki tanıklardan 88 kişiyle 3 yıl boyunca yapılan kayıtlardan
damıtılarak ve kurgusal çekim sahnelerinin oluşturulmasıyla hazırlanan belgesel
filmin Yapımcılığını ve Yönetmenliğini Hakan GÜRER üstleniyor. Diyarbekir 5 No’lu
hapishanesini, uygulamalarını ve cinayetleri konu alan 97 dakikalık uzun
metrajlı İZ Belgesel Filmi, Ekim-Kasım 2017 tarihlerinde Almanya, İsviçre,
Hollanda, Avusturya ve Fransa ülkelerinde 15 farklı şehirde Almanca ve
Fransızca alt yazılı olarak vizyona giriyor.
İZ belgesel
filmi, Avrupa gösterimlerini üstlenen Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu
ATİK’in organizasyonuyla izleyiciyle buluşacak.
Filmin
gösterimi Almanya’da Rüsselsheim, Mannheim, Hamburg, Duisburg, Augsburg gibi şehirlerinde
vizyona girerken, Hollanda’nın Amsterdam, Rotterdam, Den Haag, Arnhem
şehirlerinde işleyiciyle buluşacak. Aynı tarihlerde eş zamanlı olarak İsviçre’nin
Zürich, Basel, Bern, Biel/Bienne şehirlerinde vizyona girerken, Avusturya’nın
Viyana şehrinde de gösterime girecek. 3 Kasım 2017 tarihinde ise Fransa’nın
Strasburg şehrinde Dünyanın
en eski ve tarihi 5 sinema salonundan biri olan ODYSSEE sinemasında izleyiciyle
buluşacak. Kimi ülke ve şehirlerde gösterimin ardından konuya ve gündeme
ilişkin düzenlenen panellerle etkinlik sonlandırılacaktır.
İZ Belgesel
Filmi, Mart ve Temmuz 2017 tarihleri arasında İsviçre, Yunanistan ve Türkiye de
çeşitli film festivallerinde gösterime girmişti. Türkiye ve Avrupa gösterimleri
ile toplamda 7 ülke 35 farklı şehirde gösterimi yapılan belgesel film, izleyici
tarafından ilgiyle karşılanmaya devam ediyor. Filmin başka ülke ve şehirlerde
gösterimleri için çalışmalar devam ediyor.
İZ Belgesel Filminin Avrupa Gösterim Programı
Almanya gösterimleri, beş (5) şehir!
Rüsselsheim:
Tarih :
15 Ekim Pazar-2017
Saat :
18:00
Adres :
Bahnhof str. 44
65428 Rūsselsheim,
Almanya
Mannheim:
Tarih :
22 Ekim Pazar-2017
Saat :
14:00
Adres :
ODEON Kino - G7, 10
68159 Mannheim, Almanya
Hamburg:
Tarih :
12.11.2017 (12 Kasım Pazar-2017)
Saat :
14:30-16:30
Adres :
3001 Kino
Schanzenstrasse
75
20357
Hamburg, Almanya
Duisburg:
Vizyon bilgileri açıklanacaktır!
Augsburg:
Vizyon bilgileri açıklanacaktır!
Hollanda gösterimleri, dört (4) şehir!
Den Haag:
Tarih :
14.10.2017 (14 Ekim Cumartesi)
Saat :
18:30-21:00
Adres :
Het is Theater De Vaillant
Hobbemastraat
120, 2526 JS
Den Haag, Hollanda
Arnhem:
Tarih :
29.10.2017 (29 Ekim Pazar-2017)
Saat :
14:00-17:00
Adres :
VUE Arhnem
Hoogstraat
10, 6811 GZ Arnhem, Hollanda
Rotterdam:
Tarih :
5.11.2017 (5 Kasım Pazar-2017)
Saat :
19:00-21:00
Adres :
Lantaren Venster
Otto
Reuchlinweg 996
3072
MD Rotterdam, Hollanda
Amsterdam:
Tarih :
12.11.2017 (12 Kasım Pazar-2017)
Saat :
14:30-16:30
Adres :
LAB 111
Arie
Biemondstraat 111
Amsterdam,
Hollanda
İsviçre gösterimleri, dört (4) şehir!
Zürich:
Tarih :
22 Ekim Pazar, 2017
Süre :
97 dakika
Adres :
GZ Buchegg
Bucheggstr. 93
8057 Zürich, İsviçre
1.Seans :
13:00-14:30
2.Seans :
15:00-16:30
3.Seans :
17:00-18:30
* Gösterim süresinde Apéro ve söyleşi yapılacaktır!
Basel:
Tarih : 17 Aralık Pazar, 2017
Saat :
13:00
Adres :
Kult Kino Camera
Rebgasse 1, 4058
Basel, İsviçre
Bern:
Tarih :
15 Kasım Çarşamba, 2017
Saat :
20:00
Tarih : Kino Reitschule
Neubrückstrasse 8
3012 Bern, İsviçre
Biel/Bienne:
Vizyon bilgileri açıklanacaktır!
Avusturya gösterimleri, bir (1) şehir!
Viyana:
Vizyon bilgileri açıklanacaktır!
Fransa gösterimleri, bir (1) şehir!
Strasburg:
Tarih : 3 Kasım Cuma, 2017
Seans : 20:15
Süre : 97 dakika
Adres : Cinéma Odyssée à Strasbourg
3 Rue des
Francs-Bourgeois,
67000 Strasbourg,
France
Web : www.cinemaodyssee.com
İnfo : www.atik-online.net
Belgesel filmin resmi web sayfası: www.izfilm.wordpress.com
Almanya Afişi |
Hollanda Afişi |
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgesel Filmi Almanya’nın RÜSSELSHEİM şehrinde vizyona giriyor…
İZ Belgesel
Filmi Almanya’nın RÜSSELSHEİM şehrinde “Bahnhof str. 44, 65428” adresinde vizyona giriyor…
1980-1984 yılları arasında
“Diyarbekir 5 Nolu Cezaevi”nde devletin açıklamasına göre 34, tutsakların iddialarına
göre ise 100’e yakın insan öldürülmüştür! Yapımcı ve Yönetmenliğini Hakan GÜRER’in
üstlendiği İZ belgesel filmin yapımı sürecindeki araştırmalarda ise 49 kişinin
ölümüne ulaşılmıştır!
Yapılan insanlık dışı uygulamalarla
Diyarbakır 5 No’lu cezaevi, 29 Nisan 2008 tarihinde The Times dergisi
tarafından yapılan araştırma sonucu, “dünyanın en kötü 10 ceza evi” arasında
yer almıştır. İZ belgesel filmi dünyanın en kötü 10 hapishanesinden birinin
kapılarını aralıyor.
Tarih : 15 Ekim Pazar, 2017
Seans : 18:00
Süre : 97 dakika
Adres : Bahnhof
str. 44,
65428 - RÜSSELSHEİM / Almanya
İnfo: www.atik-online.net
Belgesel filmin resmi web sayfası: https://izfilm.wordpress.com
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ Belgesel Filmi Den Haag’da vizyona giriyor…
İZ Belgesel Filmi Hollanda'nın Den Haag şehrinde izleyiciyle buluşuyor…
Yapımcılığını ve Yönetmenliğini
Hakan Gürer’in üstlendiği İZ belgesel filmi, Türkiye’nin en karanlık yıllarına
ışık tutuyor. İZ belgesel filmi 14 Ekim 2017 tarihinde Hollanda’nın Den Haag
kentinde Hollanda Türkiyeli İşçiler Federasyonu (HTİF)in organizasyonu ile “Het is theater De Vaillant”
sinema salonunda gösterimi yapılacak.
Yönetmen Tarihin bu karanlık
sayfalarını karıştırırken, tutuklular özgülünde bir ulusun sistematik olarak
katledilmesini ve acılarını anlatmakla kalmıyor, bugünün Türkiye’sine ve ülkeyi
yöneten siyasal iktidarın iktidar yürüyüşüne de değinerek Ortadoğu’da siyasal İslam’ın
güçlenmesinin nedenlerine de değiniyor. İZ belgesel filmi ile Yönetmen, insanlığın
hafızasına derin İZ’ler düşüyor.
12 Eylül askeri darbesi ile
başlayan ve uzun yıllar sistematik bir şekilde Diyarbakır 5 Nolu hapishanesinde
tutuklulara yapılan işkenceler, bu hapishaneyi dünyanın en kötü şöhretli 10
cezaevinden birine dönüştürmüştü. Yüzlerce çeşit işkence ile onlarca tutuklu
öldürülmüş, yüzlercesi ise sakat bırakılmış, bir o kadarı ise ağır psikolojik
sorunlarla yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmıştı.
Diyarbakır 5 No’lu cezaevinde yaşanan
olaylar, uygulanan işkence ve cinayetler hakkında bir çok kitap yazıldı.
Şairler şiirle, müzisyenler ezgileriyle, ressamlar ise kara kalem ve fırçaları
ile anlatmaya çalıştılar. ‘İZ’ belgesel filmi ise, tüm bunları yaşayan ve
tanıklık eden kişilerin kendileri tarafından izleyiciye aktarıyor.
Tarih : 14 Ekim Cumartesi,
2017
Seans : 18:30-21:00
Süre : 97 dakika
Adres : Het is theater De Vaillant
Hobbemastraat 120,
2526 JS Den
Haag, Hollanda
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İz Belgesel Filmi Hollanda vizyon tarihleri
Hollanda Gösterimleri |
Den Haag Gösterimi |
Arnhem Gösterimi
|
Rotterdam Gösterimi |
Amsterdam Gösterimi |
İZ Belgesel Filmi Strasbourg ODYSSEE sinemasında…
İZ Belgesel Filmi ODYSSEE sinemasında vizyona giriyor…
Dünyanın
en kötü şöhretli 10 hapishanesinden biri olan Diyarbakır 5 Nolu hapishanesini ve
uygulamalarını konu alan, Yapımcı ve Yönetmenliğini Hakan Gürer’in üstlendiği İZ – "La Trace" belgesel filmi Fransa’nın Strasburg
kentinde, dünyanın en eski 5 sinema salonundan biri olan Odyssee sinemasında
vizyona giriyor…
Avrupa'nın
Kültür kenti olan Strasbourg’da Osyssee sinema salonunda İZ belgesel filmi 3 Kasım
Cuma 2017 tarihinde saat 20:15 de Fransızca alt yazılı olarak gösterime girecek.
Dünyanın en eski 5 sinema salonundan biri olan ve 3
Ocak 1914 tarihinde hizmete açılan Strasbourg Odyssee Sineması, 2014 yılında
100. Yaşını kutlamıştı. Bugün 103
yaşında olan Strasbourg Odyssee Sinema salonu Avrupa ve Dünya sineması
filmlerinin gösterildiği uluslararası bir sinema salonu.
İZ belgesel
filmin vizyon bilgileri:
Tarih : 3 Kasım Cuma, 2017
Seans : 20:15
Süre : 97 dakika
Adres : Cinéma Odyssée à Strasbourg
3 Rue des
Francs-Bourgeois,
67000 Strasbourg,
France
İz Belgesel Filmi Avrupa vizyon tarihleri
Avrupa Türkiyeli İşçiler
Konfederasyonu (ATİK) tarafından Avrupa’nın çeşitli ülke ve şehirlerinde
gösterimini üstlendiği İZ Belgesel Filmi, 15 Ekim 2017 tarihinden itibaren Almanya’da
Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİF) ve Hollanda'da Hollanda Türkiyeli
İşçiler Federasyonu (HTİF) tarafından organizesi yapılarak 6 farklı şehirde seyirci
ile buluşacak.
Yapımcılığını ve Yönetmenliğini Hakan Gürer'in üstlendi belgesel film, 12 Eylül yıllarında Diyarbakır 5 No’lu
cezaevini konu alıyor.
İZ Belgesel Filmi geçtiğimiz aylarda bir çok uluslararası film
festivalinde gösterime girmişti. Bunlardan bazıları;
Yunanistan’ın Selanik şehrinde gerçekleşen 19.Uluslararası
Selanik belgesel film festivali.
12.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali kapsamında
İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır şehirlerinde ve 13 farklı mekanda
izleyiciyle buluşmuştu. Aynı anda İzmir 10.Ege belgesel film
festivalinde gösterime girmişti.
İstanbul/Kartal belediyesi İşçi Komitesi tarafından Hasan Ali
Yücel Kültür Merkezinde gösterimi yapılarak konuya dair yapılan bir panel ile gösterim sezonu sonuçlandırılmıştı.
Türkiye de ki gösterim tarihleri ile aynı dönem Avrupa da İsviçre’nin Zürich şehrinde 4.Sakine Cansız
film festivalinde gösterilen İZ belgesel filmi, 15 Ekim 2017 tarihinden itibaren
aşağıdaki adreslerde vizyona girerek seyirci ile buluşacak.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İz Belgesel-Filmi Avrupa’da Seyirci ile Buluşuyor
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ belgesel film hakkında, Mücadele gazetesi ile röportaj...
Yine 10.Ege Belgesel film günleri
kapsamında İzmir de Fransız kültür merkezi ve 9 eylül üniversitesinde gösterime
girdi. Sonra 9 eylül üniversitesinin zaman kontenjanı koyarak engellemesinden
dolayı burada yapılamadı.
Önümüzdeki günlerde İZ
Belgesel Filmin, Avrupa’nın farklı ülkelerinde Uluslararası Film Festivallerinde
ve çeşitli şehirlerde gösterimleri devam edecek.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İz Belgesel-Filmi Avrupa’da Seyirci ile Buluşuyor
Almanya ve Hollanda’da gösterime girecek olan İz
belgeseli 15 Ekim’den itibaren seyirici ile buluşuyor. Yapımcılığını ve
yönetmenliğini Hakan Gürer’in üstlendiği belgesel film, 12 Eylül yıllarında
Diyarbakır 5 Nolu cezaevini konu alıyor. Belgesel filmin gösterimini ise Avrupa
Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) üstleniyor.
Film kendi tanıtımını şu şekilde yapıyor;
“12
Eylül 1981 yıllarında Diyarbakır 5 No’lu cezaevinde dünyada eşi-benzeri
görülmemiş işkence yöntemleri uygulandı. Onlarca insan işkencede ve açlık
grevlerinde yaşamlarını yitirdi. Diyarbakır 5 No’lu cezaevi, 29 Nisan 2008
tarihinde The Times dergisi tarafından yapılan araştırma sonucu, „dünyanın en
kötü 10 cezaevi“ arasına girdi. İZ Belgesel filmi, bu cezaevinde uzun yıllar
kalan ve işkence mağduru olan 88 kişi ile görüşülerek ve bunlardan 34 kişinin
öyküleri derlenerek hazırlandı. Diyarbakır 5 No’lu cezaevinde yaşanan olaylar,
uygulanan işkence ve cinayetler hakkında bir çok kitap yazıldı. Şairler şiirle,
müzisyenler ezgileriyle, ressamlar ise kara kalem ve fırçaları ile anlatmaya
çalıştılar. ‚İZ‘ belgeseli ise, tüm bunları yaşayan ve tanıklık eden kişilerin
kendileri tarafından izleyiciye aktarıyor.”
Kaynak: ATİK Haber Merkezi (AHM)
http://www.atik-online.net/blog/iz-belgesel-filmi-avrupada-seyirci-ile-bulusuyor.html
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İZ belgesel film hakkında, Mücadele gazetesi ile röportaj...
İZ belgesel film hakkında, Mücadele gazetesi ile Röportaj
Mücadele Gazetesi Yazı Kurulu
Merhaba, Öncelikle kendinizi okurlarımıza
tanıtır mısınız?
Bilirsiniz bizim ülkemizde kırk yaşında gibi
doğarsınız. Hızlı büyürsünüz. Devletle, DGM ile, E-Tipi, Özel tip, F-Tipi zindanlarıyla,
Açlık grevleri ve ölüm oruçlarıyla, işkencenin en vahşi halleriyle tanışmanız
için 15-16 yaşlarında olmanız yeterli bir yaş grubudur. Ben böylesi bir ağır
süreci yaşamış, 20’li yaşlarına kadar hapiste kalmış, “12 Aralık hayata dönüş
operasyonu” denilen katliama zindan da direniş cephesinin bir öznesi olarak tanıklık etmiş, 50 günleri aşkın açlık
grevi direnişinde yer almış, ardından ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmış, gittiği
ülkede de bir süre sonra İnterpol ile tutuklanıp uzun sayılmayacak ama kısa da
diyemeyeceğimiz bir zaman dilimi Avrupa da tutuklu kalmış, toplam da 11 yıl
sürgünde yaşamış bir arkadaşınızım.
Beyaz perdeye yansıtılması gereken bir çok
güncel konu varken, niye Diyarbakır 5 Nolu?
Biliyorsunuz, 12 eylül 1980 yılında Türkiye de askeri bir
darbe oldu. Bu darbenin mimarı generaller, 1980-1988 yılları boyunca
Türkiye’nin yönetimini ellerinde tuttu. Bu yıllarda Türkiye genelinde ki tüm
cezaevlerinde yoğun işkence ve cinayetler yaşandı. Ancak içlerinde üç cezaevi
ön plana çıktı. Bunlar, İstanbul’da bulunan Metris, Ankara’da Mamak ve
Diyarbakır da ise “Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi”ydi!..
Bu cezaevleri içerisinde ise, uygulamalarından en çok
skandallar yaratan “Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi” oldu! Bu cezaevinde, dünyada
eşi-benzeri görülmemiş işkence yöntemleri uygulandı. Onlarca insan işkencelerle
öldürüldü ve açlık grevlerinde ve çeşitli direnişlerde yaşamlarını yitirdi.
Diyarbakır 5 No'lu cezaevi, 29 Nisan 2008 tarihinde The Times dergisi tarafından
dünya genelinde yapılan araştırma sonucu, “dünyanın en kötü 10 ceza evi”
arasında yer aldı.
Dünya genelinde bu kadar kötü şöhretli bir cezaevi
gerçekliğini işlememek olmazdı. Bu şüphesiz işin bir yanı. Asıl yanı ise,
Türkiye halklarının bugün içinde bulunduğu durumu, siyasal iktidarın geçmişini,
devrimci güçlerin durumunu tayin eden askeri darbelerden 12 Eylül darbesinin
rolünü, Siyasal-İslam’ın inşası ve Kürt ulusu üzerindeki etkilerine değinmekti.
Zira, bugün yaşanmakta olan hiçbir şey bugünden ibaret değil. Bunun bir
geçmişi, devlet nezdinde sürekliliği söz konusu. Bugünden yarına uygulanan bir
politika söz konusu değil. Siyasi iktidarı hangi parti veya askeri klik alırsa
alsın, ezilenlere, azınlıklara ve diğer uluslara (özellikle de Kürt ulusuna) yönelik
uygulamalarında değişen bir şey söz konusu değildir. İşte “5 Nolu cezaevi” bugün
olup bitenlerin çok açık bir ifadesidir. George Santayana “Tarihi
öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak zorunda kalırlar.” Der. Bu aynı zamanda ülkemizin
içinden geçtiği süreçleri ve tarihsel kesitleri öğrenmek için de önemli.
Diyarbakır 5 No’lu cezaevinde yaşanan olaylar, uygulanan
işkence ve cinayetler hakkında bir çok kitap yazıldı. Şairler şiirle,
müzisyenler ezgileriyle, ressamlar ise kara kalem ve fırçaları ile anlatmaya
çalıştılar. ‘İZ’ belgeseli ise, tüm bunları yaşayan ve tanıklık eden kişilerin
kendileri tarafından izleyiciye aktarıyor. Bu aktarım, dönemin video, fotoğraf,
gazete ve resmi belge arşivlerinden,
izleyenlere sunuluyor…
Çekimlere başlamadan önce ne gibi çalışmalar
yaptınız?
Çekimler öncesi 12 Eylül Askeri darbesi hakkında yazılmış
5-6 kitap okudum. Ardından Diyarbakır 5 Nolu cezaevi hakkında yazılmış 1
röportaj içerikli olmak üzere, Ağırlıklı olarak Kürt ulusal hareketinden
tutukluları tarafından yazılan “Anı/Anlatı-Roman” içeriğinde 8-10 kitap okudum.
Türkiye devrimci hareketinden kimse o ana dek 5 nolu hakkında kitap yazmamıştı.
Yalnızca “mahkeme savunmaları” mevcuttu. Sadece 5 No’lu mu? Metris ve Mamak
hapishanelerine dair de hiçbir siyasi yapının ‘kolektifin iradesi’ ile çıkarılmış
bir kitaba da rastlamadım.
Bugün, Diyarbakır Hapishane sürecini Kaypakkaya
geleneği cephesinden anlatan iki kitap çalışması mevcut yalnızca. Biri Hasan
Hayri Aslan’ın “Diyarbakır 5 No’lu cehenneminde Ölümden de öte” diğeri Kamber
Akbalık’ın “Kutsal wc”dir. Ben belgesel çalışması için bu kişilerle çekim
yaptığımda Kamber Akbalık kitaba henüz başlamıştı. Bu geleneğin o cehennemde
kalmış taraftarlarına bu yönlü “Neden yazmıyorsunuz, büyük bir eksiklik?” diye
eleştirilerimi de yapmıştım. Bu eleştiriler içerisinde “Bir roman çalışmasından
çok kolektif bir yaklaşım
daha doğru olur, diğer türlü kişi kendini merkeze koyan bir yaklaşıma
kayabilir, objektif olmaz. Böylesi tarihsel süreçler anlatılırken, dersler
çıkarılmalı, kolektif bir çalışmayla ‘belge’ niteliğinde yapılmalı” diye bir
çoklarıyla sohbetim olmuştu. Hala da aynı fikirdeyim. O zaman bana
“Diyarbakırlılar grubu oluşturulduğu, bu yönlü bir kitap çalışmanın ele
alınacağı” söylendi. Fakat çıkan iki kitap da “Anı/Anlatı-Roman” içeriğine,
yazarların kendi tanıklık ettiği, anılarını paylaştığı, doğallığıyla da kolektifin
düşüncelerini, çıkarsadığı dersleri vs. kapsama gücünden yoksun, sübjektif,
yanlı ve olup bitenleri oldukça sınırlı içeren çalışmalar. Keza bununla ilgili Özellikle
H.Hayri Aslan’ın kitabı çıktığında hayli polemiklerde yaşandı.
Tüm bu okumalardan, bir şeylerin üzerinden atlandığını
fark ettim. Türkiye de devrim iddiası taşıyan hiçbir kesimin ülkede olup biten,
toplumun dokusunu, ekonomik ve sosyal yapısını alt üst edip değiştiren askeri
darbelerin gelişimi, toplumsal ve bölgesel önemi, etkileri ve sonuçları üzerine
hiçbir çalışma yapılmadığını fark ettim. Bu korkunç, ürkütücü bir durumdu. “Tarih, muazzam bir erken uyarma
sistemidir.” der Norman Cousins ve onu adeta tamamlamak için sözü alır John Sheran; "Gelecekte bizi nelerin beklediğinin en iyi falcısı,
geçmişte başımıza gelenlerdir.” Der… Tarihi ve onu bilmenin hayati önemine
vurgu yapar her iki düşünür de. Türkiye halkları ne yazık ki yaşadıklarından ne "erken uyarma” sinyalini alabildi, ne de gelecekte kendisini bekleyen felaketleri okuyabildi… Bunun nedeni olup biten hiçbir şeyden yeterli
ders ve sonuçlar çıkarmamaktan ileri geldiğini düşünüyorum.
12 Eylül 1980 Askeri darbesi diğer
darbeler gibi yalnızca kıydığı canlarla, işkencelerle, sonuçlarıyla ele alındı.
Şüphesiz,
12 eylül askeri darbesi yüzbinlerce insanı işkenceden geçirip, binlerce insanı
kaybetti. Onlarca insanı astı, on-binlerce insanı zindanlarda çürüttü. Çok ağır
toplumsal, kültürel travmalara neden oldu. Ancak bu yalnızca bir sonuçtur ve
sonuçtan yola çıktığımızda, kıydığı canlarla, yaptığı zulüm ve işkencelerle
darbeyi açıklamaya çalışırsak, darbenin amacını, hedeflerini yanlış anlarız.
Çünkü bütün bunlar 12 eylül askeri darbesinin yapılış amacı ve nedenleri
değildi. Böyle algılandığında, meselenin uluslararası yönü görülemez, darbenin
ve darbecilerin asıl amaçları açığa çıkarılamaz, işin asayiş meselesiymiş gibi
görülmesine, sınıfsal yönünün ise egemenlerin tamda istediği gibi saklanmasına
hizmet eder. Tüm bunlar darbecilerin temsil ettikleri sermaye gruplarının,
uluslararası sermaye ortaklarının amaçlarına ulaşabilmek için önlerinde duran
zorunlu engelleri aşmanın kaçınılmazlığıydı! Yani bu bir amaç değil,
zorunluluktu!
‘İZ’ Belgeseli, 37 yılı aşkın bir süreyi kapsayan, ancak
hala travması toplumda sürmekte olan, bu cezaevinde ki uygulamaları 2011
yılında araştırmakla yola çıktı. Bu cezaevin de uzun yıllar kalan ve işkence
mağduru olan 88 kişi ile görüşüldü ve bunlardan 34 kişinin öyküleri kayıt
altına alınarak hazırlandı… Kayıt altına alınan 34 kişinin öyküleri aynı
zamanda kitaplaştırıldı...
Düşünün, bugün 12 Eylül zaman aşımına uğratıldı. Onu
yargılayacağını söyleyen siyasi iktidar bir çok “sol” kesimin “yetmez ama evet”
oylarını alarak kendisini güçlendirdi. Bugün de zaman aşımına uğratarak
yargılanma sürecini tümden bitirdi. Sivas katliamı da bunun bir örneğidir. Oysa
insanlık suçları zaman aşımına uğrayamaz. Hiçbir hukuk devletinde bu mümkün
olamaz. Bir çok Latin Amerika ülkesi darbesini yapmış generaller gibi kanlı Şili
darbesinin generali Pinochet dahi göstermelikte olsa on-yıllar sonra
yargılandı. Bizim ülkemizde hiçbir askeri darbenin mimarı yargılanmadı. Çünkü yargı
mekanizması tamamen iflas etmiş durumda. Ama asıl yargı biliriz ki insanların
aklı ve vicdanında mahkum ettiği yargıdır. Bir gün, halkların büyük Senfoni
Orkestrası kurulur, sanki zamanın ötesinden bize cevap verir gibi, Beethoven’ın
Dokuzuncu Senfonisi’nden Schiller’in “Neşeye Övgü’sünü çalarak, ‘bütün
insanların yeniden kardeş olacağı’ kehanetini gerçekleştirir…
Çekimler ne kadar sürdü, nasıl ele alındı?
Çekimler 1
yıldan fazla sürdü. Bu çekim yapacağım kişilerin ve benim zamanımın
örtüşmemesinden ve keza imkan ve olanakların yoksunluğundan kaynaklı bu kadar
uzadı. Çünkü çekim yaptığım bir çok kişi Avrupa’nın farklı ülke ve şehirlerinde
yaşayan insanlardı. Onlara ulaşmak, ulaşıp derdimi ve projeyi anlatmak,
çekimleri kabul ettirmek, çekim mekanları ve aletlerini hazırlamak kolay
olmadı.
Ardından toparlanan
yüzlerce sayfalık gazete, fotoğraf, mahkeme, dilekçe, mektup vb. belgenin, onlarca
saatlik döneme dair arşiv videoların elde dilmesi, taranması, montaj/kurgu
aşaması için düzenlenmesi de hayli uzadı. Görüştüğüm kişilerle toplamda 117
saatlik bir kayıt yapmıştım. Bu kayıtlar defalarca gözden geçirildi. Kesilip, kategorize
edildi. Kadın koğuşundan, çocuk koğuşuna, Din derslerinden, işkence
çeşitlerine, yemekten, uyumaya kadar, kronolojik sıralamasıyla açlık grevleri
ve ölüm oruçlarından aynı şekilde katledilen insanlara dek, 35 farklı konu
başlıkları altında düzenlendi. Yani belgesel filmi izleyenler 35 farklı konuya
değindiğimizi görecekler.
Titiz ve sabırlı,
sıkıcı ve kahredici uzun bir çalışma oldu. Bu çalışma sonucunda 5 Nolu hapishanesinde 1980-1984 yılları içinde devletin açıklamasına
göre 34, tutsakların iddiasına göre 100’e yakın tutuklu katledilmiştir. Benim bu
kısıtlı ve sınırlı imkanlarla yaptığım araştırmalar da ise 49 kişinin
katledildiğine ulaşabildim.
Çekim yapmak
istemediler mi?
Evet
kimileri çekim yapmak istemedi. O anların yeniden yaşamak, yaşadığı hoş olmayan
uygulamalardan bahsetmek istemediler. Bu çok anlaşılır bir durum. Şimdi bir
çoğunun ailesi var, çocuğu hatta torunu. Herkes yaşadıklarını ailesinin
bilmesini istemeyebilir. Jop ile tecavüze uğramak, dışkı yedirilmek, fare
yedirilmek, işkence yapılmış kardeşinin, arkadaşının kollarında ölmesi gibi
insanın aklı almayan, duyduğunda nefesi kesilen uygulamalara maruz kaldığını
söylemek kolay iş değil. Çekimlerde tüm bunları bir çoğu anlatırken göz
yaşlarını tutamadı. Nasıl tutsun ki? Yaşadıkları hiç de kolay şeyler değil. Ama
ben montajda işin bu kısmını çok ön plana çıkarmak istemedim. Biz çekim ekibi
olarak da o atmosferden çok etkilendik. Öyle ki yemek yerken anlatımların
etkisinden kaynaklı defalarca yemek yemeyi yarıda bırakmışımdır.
Kişi olarak
ben de bir çok defa tutuklandım. Uzun günler gözaltında, MİT, JİTEM ve Terörle
mücadele ekipleri tarafından farklı işkence uygulamalarına maruz kaldım. Ama 5
No’lu hakkında dinlediğim işkence yöntemleri çok daha kötü ve kabaydı. Bize
sistematik ve profesyonel işkenceler yapılıyordu. Dışarıdan iz bırakmayan,
içeriden çürüten ve tahribatları büyük işkencelerdi. Dinlediklerim ise çok ayrı
şeylerdi. Belgesel filmi izleyenler ne demek istediğimi daha iyi görecektir.
Çekimler süresince “bu kadar da olmaz” dedirten
yada en çok etkileyen anlatım hangisi?
O kadar çok
“bu kadar da olmaz” dediğim şey var ki… Ama 5 No’lu da yaşatılanları
dinlediğinizde askıya alınmanın, elektriğe verilmenin, buzlu battaniyelere
sarılmanın, hayalarınızın burkulmasının, tekerleğin içine koyulmanın vs.
ötesinde şeyler görüyorsunuz. İnsan yaşadığı işkencelere “vay be biz ne
yaşamışız ki” der mi? 5 No’luyu dinleyince öyle diyorsunuz…
Mesela, iki
arkadaşın birbirine tecavüz etmesi için zorlanması. Veya bir birlerine jop
sokmaları için zorlanıp sonra o jopların yalatılması. Birbirine dışkılarını
kaşıkla yedirtmeleri. Fare yedirilmesi. İnsanların havalandırmada sıraya
dizilip, fosseptik çukurunun açılıp bardakla pislik yedirilmesi. Yani her
uygulama size “bu kadar da olmaz” dedirtiyor. Çünkü her biri insanlık suçu. İnsanın
insana yapamayacağı şeyler… Dinlerken akıl tutulması yaşıyorsunuz adeta…
Diyarbakır da ki vahşeti diğer zindanlarda ki
işkencelerden farklı kılan nedir?
Yöntem
zenginliği! Uzun yıllara yayılan sürekliliği ve Kürt ulusuna özgü ve özel
olması, yok edip, sindirme amaçlı uygulamalarıdır. Yani bu hapishanede öyle
işkence yöntemleri icat edilmiş ve yıllarca uygulanmış ki, şeytanın aklına
gelmeyecek yöntemler her biri. Tutsaklar 200-250 çeşit işkence metodundan
bahsediyor. Her şeyin işkence haline getirildiği bir mekan. Güneş, oksijen, su,
elbise, din, yemek, tuvalet, uyku yani her şey ama her şey bir işkence aracı
olarak kullanılmış insanlara. Tüm bunları pratik sonucu olarak 4 yıl içinde
tutsakların iddiasına göre 100’e yakın tutuklu katledilmiş. Bu, yılda 25
insanın, ayda ise 2 insanın katledilmesi demektir. Bu korkunç bir durum.
Böylesi bir çalışmanın geniş kesimlere
ulaşması için neler yapıyorsunuz?
Çeşitli film
festivalleri aracılığıyla bunu yapmaya çalışıyorum. Her film festivali zaten bu
formatta bir filmi yayınlamıyor. Sansür oralara dek kendisini gösteriyor. Bilirsiniz,
toplumları yönetme işinin,
bilinen üç temel yöntemi vardır. Biri; yıldırma-korkutma ve sindirmedir.
İkincisi; kandırma ve manipüle etmektir. Üçüncüsü ise inandırmaktır. Yıldırma,
korkutma, kandırma ve manipüle etme kısa sürelidir. Ama inandırmak uzun süre
boyunca etkindir. Tabi korkutmak, yıldırmak, kandırıp manipüle etmek kolay,
inandırmak ise zor iştir. Bunun için de Egemenlerin kitlelere kendi
düşüncelerini yayabilecek, benimsetip inandıracak güçlü ideolojik aygıtları
vardır. Bu, yargı-yasama ve yürütme aygıtlarının daha üstünde bir güç, dördüncü
güç denilen Medyadır!
Egemenler cephesinde önemli olan bu alan,
ezilenler cephesinde de son derece önemlidir. Ancak onlar kadar etkin
kullanılmadığı gibi, bu alanın önemi teorik olarak bilinse de pratik uygulama
bakımından oldukça zayıf durumdadır. Bu yetersizliğe karşın, Ezilenler bu
alanlarda etkinliğini arttırdıkça “sansür”le karşılaşmaktadır. Tv’ler, gazeteler,
İnternet sayfaları, kapatılıyor, film ve belgeseller yasaklanıp Sansür’e
uğrarken yönetmenleri tutuklanıyor. En son bunun somut örneği Gazeteci ve
Yönetmen Kazım Kızıl’dır. Bunun nedeni, toplumsal mücadelenin değişik
alanlarını sinematografik bir şekilde anlatma eğiliminin güçlenmesidir.
Belgesel sinema bir tarihtir, hafızadır, bir
bellektir. Derdi olanların derdini anlattığı bir çalışmadır. Bizim de, bu toprakların insanlarının da
dertleri var, belgesel sinema aracılığıyla onu anlatmaya çalıştık sizlere.
Umarız başarabilmişizdir…
İZ belgesel film çalışması ile, Tarihi bir
hafıza oluştururken, aynı zamanda ülkemizin demokrasi, insan hakları ve eşitlik
kavgasının ne yazık ki önemli mevzileri haline gelmiş hapishaneler cephesinde
süren mücadelelere, yaratılan değerlere, yitirilen ve ödenen ağır bedellere
dikkat çekmek istedik. Keza ülkemiz de demokrasi ve eşitlik mücadelesi
yürütenlerin sıklıkla karşılaştığı mekanlar olan hapishaneler, ülkemiz sınıfsal
ve ulusal hareketinin tarihinin yazıldığı yerler konumundadır. O halde,
egemenlere Tarihin yazıldığı yerden en güçlü mesajı vermek doğru olacaktı. İşte bu yüzden
direnen ve tarih yazan insanların filmini yaptım. Hafızalarında, bedenlerinde,
düşlerinde ve ruhlarında kalan İZ’leri beyaz perdeye taşıdım…
Sosyal medya
üzerinden yaygınlaştırmaya, devrimci-demokrat-sivil toplum örgütlerinin,
kurumların sahiplenip etkin oldukları bölgelerde gösterimlerinin yapılması için
uğraşıyorum. Mesela, Avrupa gösterimlerini büyük bir duyarlılık göstererek ATİK
üstlendi. Filmi sahiplendi. Avrupa gösterimleri sonbahara doğru yapılacak bunun
için hazırlıklar yapılıyor. Haziran da adeta filmin galası niteliğini taşıyacak
büyük bir gösterimin hazırlıkları, İstanbul Kartal belediyesi işçileri ve kimi
sivil toplum örgütlerinin organizesiyle hazırlanıyor. Benzer bir çalışma Fransa’nın
Strasburg şehrinde her yıl yapılan film gösterimleri haftası kapsamında
girişimler sürüyor. Bunun gibi çeşitli şehirlerde kurumsal ve kişisel düzeyde
girişimler mevcut.
Şuana kadar hangi festivallerde ve nerelerde
gösterimleri yapıldı?
İlk olarak 3-12 mart tarihlerinde
19. Selanik Belgesel film Festivalinde gösterildi.
Ardından Uluslararası İşçi
Filmleri Festivali tarafından Türkiye de 25 şehirde, bir çok farklı mekanda
gösterimleri hazırlanıyor.
Uluslararası İşçi Filmleri
Festivali tarafından Türkiye de Mayıs ayında şuana kadar İstanbul-Ankara-İzmir
ve Diyarbakır olmak üzere 4 şehirde 13 farklı mekanda gösterimleri yapıldı.
Şuana kadar yaptığınız projeler nelerdir?
2005 yılında 1917 Ekim devriminin yıl dönümü vesilesiyle
dokümanter bir film yaptım,
2007-2008 yılında Sovyetlerin ve Çin devrimi yıllarını konu
alan aynı içerikte iki farklı dokümanter film çalışması oldu.
2009 yılında “Ambrosi” isimli proje ile Kaypakkaya
geleneğinden başlayarak, devrimci hareketin, bir dizi halinde tarihini
belgeselleştirmeyi düşündüm. Projenin senaryosunu vs. hazırladım. Fakat bütçesi
oldukça yüksekti onu finanse edemediğim için proje olarak kaldı. Bu proje, kimi tarihsel dönemlere
tanıklık eden kişilerin, belleğine dayalı anlatılarının görsel ve işitsel
araçlar ile kayıt altına alınması ile oluşturulacak olan ‘toplumsal bir hafıza’
ve ‘sözlü tarih projesi’ şeklinde olacaktı. Hatta buna hizmet eden bir de vakıf
kurmayı dahi düşündüm. Fakat bunların hepsinin ekonomik alt yapısı olması
gerektiğinden ne yazık ki başaramadım. Vakıf yerine “İnsan Hakları için Görsel
ve İşitsel Dernek” kurdum.
2010 yılında İZ belgeselinin Sinopsis’ini yazdım. 2011
ortalarında da fiili olarak çekimlere başlandı. Bu çalışma henüz bitmeden,
“Armenak: Bir Ermeni Devrimcinin Portresi” belgesel çalışmasının çekimlerinin
önemli bir bölümünü belgeseli yapan kuruma destek için çektim ve iade ettim. Yani
tüm çalışmalar toplumsal temalı çalışmalar oldu.
Yeni projeniz var mı?
Esasen kafamda bir çok proje var. Bunlardan biri de
ekonomik finansmanını oluşturabilirsem, uzun metrajlı bir film projesi.
Senaryosunu yazdım. Çekim mekanlarını belirledim. Oyuncuların önemli bir
kesimini senaryoyu vererek okumalarını sağlayıp, konuşup ayarladım. Tek sorun
finansmanı kaldı. Belgesel film sektörü oldukça etkili bir alan olduğu gibi
aynı zamanda da hayli külfetli bir alan. Şuana kadar yaptığım hiçbir çalışmadan
ekonomik kazanç amaçlı bir çalışmam olmadı. Kimseden de sponsorluk veya yardım
almadım. Keza kimsenin de zaten bu yönlü destek olduğu yok. Ancak bu vb.
çalışmaların sistemli ve daha üretken hale dönüşmesi için ekonomik bir devinim
olması şart. Yani işin ekonomik kısmı oluşturulmak zorunda. Şuana kadar gerek
kendi yaptığım ve gerekse benzer şeyler yapan başka arkadaşlardan ve tanıdığım
yönetmenlerden biliyorum ki, hiç kimse işin ekonomik yönünü sormuyor. Bu vb.
çalışmaların yapılması gerekliliği ve zorunluluğuna en çok inananlar bile
“yapılmalı mutlaka” derken “yahu arkadaş bu işin yeme, içme, kalma ve emek
cephesini geçtik, zorunlu masrafları var. Mesela yol ücreti, stüdyo kiralama,
kamera, ses ve ışık araçları kiralamak, kurgu/montaj, müzik ücreti vb. gibi yığınla
gider var, bunu nasıl finanse ediyorsunuz?” dediğine rastlamadık!
Bu tür toplumsal meseleleri konu alan şeyler, bireylerin
imkanlarıyla yapılması yetersiz ve eksik bir çok nokta bırakabiliyor. Sihirli
perdenin etkisi ve gücünün farkına varılmalıdır diye düşünüyorum!
Bu uzun söyleşi için teşekkür ederiz
Ben teşekkür ederim. Başarılar diliyorum…
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------