9 Ağustos 2015 Pazar

Gecenin sol yanağında, küçük bir buse...

H.GÜRER
8 Ağustos, 2015


6 Ağustos Perşembe günü İsviçre YDG sorumlularından genç bir yoldaşın “bana ulaşır mısın?” diye gelen e-maili ile, kendisini aradığımda trafik kazasında senin yaşamını yitirdiğini, babanın komada olduğunu, 3 yoldaşımızın ise yaralandığı haberini öğrendim. O vakit yer çekiminin hacmi daha çok hissedilir oldu bedenimde. Sonra Atina’yı, ardından Kavala’yı aradığımda, günün şahdamarı kesilmişti artık. Zaman kendi gölgesinde yaşlandı. Gün, çocuklarına ay emziren annelerin acısıyla sarsılmıştı. Bu acı, Ortadoğu’da bir tank, Suruç’ta gençleri katleden adi bir bombaydı patladı yüreğimizde. Tüm bu acılar yetmedi ki, buna sen de dahil oldun. Acıyan yaralarımızı, daha büyük acılarla sarmak yine bizim payımıza düştü. Senin açtığın yeni yara, eski yaraları da kanattı be güzelim... Şimdi senden geriye birbiriyle yer değiştiren hüzünler kaldı.

5 Mart 2015 Perşembe

Aklımızın iç kalesi; acılarımız!

H.GÜRER
5 Mart, 2015

Kayısı, dut ve ceviz yapraklarının dallarında büyüdüm, sert alizelerin keman çalışıyla. Uzak rüzgârlar yıldız taşırdı bahçemize. Kuşlarım vardı miski, renkli, paçalı, kunkulları olan. Dünyası onlar olan, onların gözüyle dünyaya bakan bir çocuktum... Sapanımla yıldız çekerdim yeryüzüne! Ay dede gülümserdi haşarı çocukluğuma. Gök yüzüne dik ve usanmadan bakmam bundan. Çocukluğumuz defne sabunu kokardı. Annemiz hayatımızın söküğünü dikerdi. ‘Zengindik’! Ancak kışlarımızı ısıtmazdı güneş. Ve biz ısınmak için sarılırdık birbirimize. Anlardık, kışın sevmişiz birbirimizi...

17 Şubat 2015 Salı

Bir cinayet ve bir sistemin anatomisi!

H.GÜRER
17 Şubat, 2015

Kadın cinayetleri, siyasi anlayışın ataerkil ürünüdür! Ve tetikçileştirilmiş bir toplum eliyle yaptırılan politik cinayetlerdir! İktidarda ki siyasal erkin, aslında nasıl bir toplumsal düzen düşlediğinin, düşlenen bu sistemde kadının yerinin neresi olacağının da açık ifadesidir! Kadın cinayetleri mevcut sistem tarafından beslenmekte, haklı ve meşru gösterilerek teşfik edilmektedir! Bunu daha açık ifade etmek için, bu ülkeyi yöneten kimselerin, kadına bakış açıcını ortaya koyan, kadına karşı uygulanan şiddet ve cinayetleri teşvik eden ifadelerini aktarmamız yeterli olacaktır.


12 Şubat 2015 Perşembe

Özgecan ASLAN'a…


Her gün gittikçe vahşileşen kadın katliamı haberlerine "alışıldığı" bir süreçte, bu kez Özgecan'ımızın haberini aldık. İğrenç bir vahşilikle katledilen Özgecan bu sistemde katledilen ilk kadın değildir! Ve üzülerek -ama daha çok öfkeyle dillendiriyoruz ki son da olmayacaktır! Özgecan'ın katillerini tanıyoruz! Katiller, erkek egemen sistemi yaşamın her ayrıntısına enjekte eden T.C.avüz devletidir! Katiller, suçluları aklamada en önde koşup kadın bedenini aşağılamada sınır tanımayan devlet adamlarıdır! Umuda Haykırış olarak Özgecan'ımızın için yaptığımız besteyi sizlerle paylaşırken, "AĞIT YAKMA DEĞİL, HESAP SORMA" bilinciyle onu ve katledilen tüm kadınları başta sokaklarda olmak üzere; ezgilerimizde ve melodilerimizde de yaşatacağımızın sözünü veriyoruz!
Bir fidan, bir filiz, yanan bir can; ADINI YAŞATACAĞIZ ÖZGECAN!
UMUDA HAYKIRIŞ

8 Şubat 2015 Pazar

Ölümün nefesi!


H.GÜRER

8 Şubat 2015

Gerçek, görülmez ellerin çektiği gizemli tüllerle, saklı tutuldu uzun dönemler insanlardan! Gerçeği göremeyen insanlık, panayır kalabalığında şaşkına döndü, kendi aklının sokaklarında kayboldu, yolunu bulamadı. Kimi zaman karanlığın tülü yırtıldı, yolunu kaybedenler yönünü ‘kısmen’de olsa buldu. Aydınlık, karanlığın zalim ve kuralsız arenasında kavgaya tutuştu. Ve karanlık, belki zamanı büktü, onu yavaşlattı! Ama gerçeklerin inatçı ışıltısını kendi dipsizliğinde hapsedemeyeceğini anladı! Bu kez insanlığa, kısa aralıklı yüksek tonajlı ışıklar tutuldu. Gerçekler, gerçeğin aydınlık ışığıyla saklanmaya başlandı. Önce geçici körlükler yaşatıldı. Gözlere tutulan yüksek ışık, görsel duyuları kırdı.

28 Ocak 2015 Çarşamba

No Pasaran!


H.GÜRER

28 Ocak 2015


Avrupa’da faşizme karşı, insanlığın enternasyonal anlamda tek vücut ve ortak bir ruh ile kavgaya tutuştuğu en etkili sahalardan biri, şüphesiz ki İspanya’dır! Çünkü insanlık, İspanya’da yanlızca Franco faşizmine karşı değil, onun müttefikleri olan Hitler ve Mussolini’ye, yani Avrupanın en etkili üç faşist gücüne karşı direnmiş ve zafer elde etmiştir!

1936 ve 1939 yılları arasında, 53 farklı ülkeden sayıları 32 ile 45 bin (kimi kaynaklar 60 bin diyor) civarında olduğu düşünülen, gönüllü insanların oluşturduğu “Uluslararası Tugaylar”, özelde İspanya’da, genelde ise batı Avrupa’da ki faşizmin yenilgisine önemli katkılar sağladılar. Ve enternasyonal dayanışmanın hayat öpücüğü oldular.

13 Ocak 2015 Salı

Şimdi Charlie olma vakti! #JeSuisCharlie

"Kırılan tebessümleri yeniden onaracağız!

Ve and olsun ki, insanlığın mevzisinden gericiliğe karşı 

hiç bir zaman beyaz bayrak dalgalandırmayacağız!"
H.GÜRER


12 Ocak 2015 Pazartesi

Siyahlara boğulmuş düşler…



Bunlar sana, bana, düşünen insana düşman sevgili…

H.GÜRER
12 Ocak, 2015

“İnsan”; çirkini ve güzeli, kötüyü ve iyiyi bildi.
Doğru yerde durmasını bilmedi!
Dostu da düşmanı da bildi, ama dost olmasını bilmedi.
Ortak düşmana karşı birlik olmayı, bu davranıştan, ‘dostluk’ çıkarmayı öğrendi.
Kurduğu dostluğu, çıkarları için bozmasını da…
Güzeli ‘sevdi’ ama onu ve düşüncesini önemsemedi
Çıkarları uğruna, âşık olduğunu ve sevdiğini sömürecek kadar amipleşti
O’nu öldürmesini bilecek kadar katil olmasını da öğrendi.
Bu yüzden bunlar aşka, sevgiye, güzele düşman sevgili…