17 Şubat 2015 Salı

Bir cinayet ve bir sistemin anatomisi!

H.GÜRER
17 Şubat, 2015

Kadın cinayetleri, siyasi anlayışın ataerkil ürünüdür! Ve tetikçileştirilmiş bir toplum eliyle yaptırılan politik cinayetlerdir! İktidarda ki siyasal erkin, aslında nasıl bir toplumsal düzen düşlediğinin, düşlenen bu sistemde kadının yerinin neresi olacağının da açık ifadesidir! Kadın cinayetleri mevcut sistem tarafından beslenmekte, haklı ve meşru gösterilerek teşfik edilmektedir! Bunu daha açık ifade etmek için, bu ülkeyi yöneten kimselerin, kadına bakış açıcını ortaya koyan, kadına karşı uygulanan şiddet ve cinayetleri teşvik eden ifadelerini aktarmamız yeterli olacaktır.


12 Şubat 2015 Perşembe

Özgecan ASLAN'a…


Her gün gittikçe vahşileşen kadın katliamı haberlerine "alışıldığı" bir süreçte, bu kez Özgecan'ımızın haberini aldık. İğrenç bir vahşilikle katledilen Özgecan bu sistemde katledilen ilk kadın değildir! Ve üzülerek -ama daha çok öfkeyle dillendiriyoruz ki son da olmayacaktır! Özgecan'ın katillerini tanıyoruz! Katiller, erkek egemen sistemi yaşamın her ayrıntısına enjekte eden T.C.avüz devletidir! Katiller, suçluları aklamada en önde koşup kadın bedenini aşağılamada sınır tanımayan devlet adamlarıdır! Umuda Haykırış olarak Özgecan'ımızın için yaptığımız besteyi sizlerle paylaşırken, "AĞIT YAKMA DEĞİL, HESAP SORMA" bilinciyle onu ve katledilen tüm kadınları başta sokaklarda olmak üzere; ezgilerimizde ve melodilerimizde de yaşatacağımızın sözünü veriyoruz!
Bir fidan, bir filiz, yanan bir can; ADINI YAŞATACAĞIZ ÖZGECAN!
UMUDA HAYKIRIŞ

8 Şubat 2015 Pazar

Ölümün nefesi!


H.GÜRER

8 Şubat 2015

Gerçek, görülmez ellerin çektiği gizemli tüllerle, saklı tutuldu uzun dönemler insanlardan! Gerçeği göremeyen insanlık, panayır kalabalığında şaşkına döndü, kendi aklının sokaklarında kayboldu, yolunu bulamadı. Kimi zaman karanlığın tülü yırtıldı, yolunu kaybedenler yönünü ‘kısmen’de olsa buldu. Aydınlık, karanlığın zalim ve kuralsız arenasında kavgaya tutuştu. Ve karanlık, belki zamanı büktü, onu yavaşlattı! Ama gerçeklerin inatçı ışıltısını kendi dipsizliğinde hapsedemeyeceğini anladı! Bu kez insanlığa, kısa aralıklı yüksek tonajlı ışıklar tutuldu. Gerçekler, gerçeğin aydınlık ışığıyla saklanmaya başlandı. Önce geçici körlükler yaşatıldı. Gözlere tutulan yüksek ışık, görsel duyuları kırdı.