H.GÜRER
Ocak, 2009
ne olarak gösterdiklerine göre değil,
gerçekte ne olduklarına göre değerlendiriyorsak,
siyasi yaşamda da siyasal grupların kendilerini ne
olarak gosterdiklerine değil
onların gerçekte ne olduklarına bakarız."
Karl Marks
'MKP'nin "Tarihi Muhasebesi"nde Öznelcilik ve Doğmatizm' adlı bu çalışlma, MKP'nin I. Kongre kararları ve
sonuclarından hareketle yapılan bir çalışmaydı. Ancak, bu çalışlmayı sevgili
Halil'in daha bir cok farklı çalışması gibi okurla buluşturarak 'özgürlük'lerine
kavuşturmak ne
yazık ki uzun yılları aldı. Dolayısıyla
da aradan yıllar geçti ve MKP II. Kongresini de yaptı.
Kamuoyuna II. Kongrelerinin sonuçlarını yayınladıkları 2007 tarihinde, bu sonucları inceleme şansı bulduk. Ve gördük ki, II. Kongrelerinde I. Kongrelerini değerlendirirlerken, Halil'in 'Siyasal Öznelcilik' belirlemesini kendileri de şu ifadelerle kabul ediyorlar;
Kamuoyuna II. Kongrelerinin sonuçlarını yayınladıkları 2007 tarihinde, bu sonucları inceleme şansı bulduk. Ve gördük ki, II. Kongrelerinde I. Kongrelerini değerlendirirlerken, Halil'in 'Siyasal Öznelcilik' belirlemesini kendileri de şu ifadelerle kabul ediyorlar;
"(. . . ) Parti önderliğinin bilimsel bir şekilde muhasebe ederek
mahkum ettiği ve ideolojik gıdasını öznelcilikten alan parti tarihimizdeki
hatalara tekrar düşülmesi, I. Kongre çizgisinin başta önderlik olmak üzere
parti tarafından yeterince kavranamadığını (. . . ) / (. . . ) "İdeolojik
Olarak: siyasal, askeri ve örgütsel alanlarda yapılan hataları bir bütün olarak
incelediğimizde bütün bu hatalara partiyi sürükleyen nedenlerin ideolojik
arka planında subjektivizmin yattığını görmekteyiz.
(. . . )"!..
Bu
ifade, her ne kadar sorunun bir yanını oluşturuyor olsa da bütününü ifade
etmiyor. Çünkü, "Siyasal Öznelciliğin" I. Kongrelerinin tüm siyasal
sonuçlarının karakteristik özelliği olduğu, aklı başında her bilimsel düşünme
yeteneğine sahip kişinin göreceği ve kabul edeceği bir şeydir. Keza, MKP I.
Kongresinin devrim programı, devrim stratejisi ve taktikleri ve diğer bir çok
temel siyasal belirlemeleri ülkenin sosyo-ekonomik yapı tahlili üzerinden yapılmamıştır.
İşte MKP'de ki "Siyasal Öznelcilik" tamda bununla başlıyor ve bu, öznelciliğin
zirvesi olarak kongrelerinde şekil alıyor.
Halil,
"MKP'de Siyasal Öznelcilik ve Doğmatik
Teori" derken, durumu karakterize eden "Siyasal
Oznelcilik" belirlemesinin II. Kongre sonuclarını okuduğumuzda ne kadar
isabetli bir belirleme olduğunu görüyoruz. Nitekim MKP, II. Kongresinde yukarıda
ki paragrafta olduğu gibi, daha bir cok noktaya da değinerek kabullenmek
zorunda kalmıştır.
Realite
böyleyken, II. Kongre'de yapılan kısmi düzeltme ve vurgular, sorunun esasını değiştirmeye
yeterli gelmiyor. Dolayısıyla da bu çalışma II. Kongre özgülünde de guncelliğinden
bir şey yitirmemiş oluyor! Bu bakımdan bu çalışmayı, gecikmeli de olsa, bugün
yayımlamak ve okura ulaştırmak güncel bir önem arz etmektedir.
Bu
çalışma, MKP'nin 'yeni', 'nitel' ve 'üstün' tespitlerinin de, bu gerçekler karşısında
güneş görmüş kar gibi nasıl eridiğine okur tanıklık edecektir. Ve keza okur, bu
çalışmayı MKP kongre sonuclarıyla değerlendirerek okuduktan sonra, yapılan
kongrelerin kristalleşmiş "Siyasal Öznelci" düşüncelerden ibaret olduğunu
görecektir.
Elinizde
ki bu çalışma 'IV' bölümden oluşmaktadır. Halil, Kitabın I.Bölümünde, MKP'nin,
28 mart 2004 yılındaki yerel seçimlerde, 'Demokratik Güç Birliği' adıyla oluşturulan
platforma ilişkin yaklaşımlarını değerlendirirken, genel olarak da TDH'nin
parlamento ve yerel (özel olarak yerel) seçim politikalarını, çalışma tarzını ve
genel olarak seçimlere yaklaşımda ki düşünüş ve hareket tarzını irdelemektedir.
Halil, bu vesileyle yalnızca yerel secimleri değerlendirmekle kalmamış, aynı
zamanda yerel seçimler vesilesiyle MKP'nin yapmış olduğu çeşitli siyasal değerlendirmeleri
de irdelemiştir. Yine aynı bölümde, MKP'nin Kürt Ulusal Hareketine ve Öcalan'a
yönelik değerlendirmeleri uzunca ele alınmıştır.
Halil, Kitabın II. Bölümünde ise, MKP'nin
'Mao ve Halk Savaşı'na yaklaşımını değerlendirirken, Halk Savaşı yürütülmüş ve
yürütülmekte olan Nepal, Hindistan, Peru, Filipin, Kolombiya, Çin vd. Ülke pratiklerinin,
ders ve tecrübelerinden, çeşitli usta ve önderlerden aktarımlarda bulunarak
zengin bir Halk Savaşı tablosu çizmekte. Bununla da Türkiye'de yürütülmeye çalışılan
'Halk Savaşı' pratiğinin geliştirilebilmesi yönünde düşünceler ortaya koyuyor.
Buna bağlı olarak da Halk Savaşı ile Köylü Savaşı arasındaki derin uçurumları işaret
ederken, MKP'nin "Halk Savaşı"nın temel gücünün köylülük saymasındaki
teorik miyopluğuna da vurgu yaparak bu yaklaşımı mahkum ediyor. Halil bununla
da kalmayıp, nüfusun çoğunluğunu "köylü kitlesi"nin oluşturması
halinde dahi, köylülüğü devrimin temel gücü saymanın mutlak şart olmadığını,
Kaypakkaya'nın da işaret ettiği üzere "feodalizm, kökünden tasfiye
edilmediği sürece de köylü kitlesi onemli bir devrimci güç olarak'' varlığını sürdüreceğini
ve "devrimin içeriği''nin de "demokratik devrim olarak'' kalacağına
parmak basarak tek başına 'köylü' kitlesinin varlığının, feodalizmin hakimiyetine
işaret etmediğini vurguluyor.
Yazar,
çalışmasının III. Bölümünde, MKP'nin ''Parti'' ve ''Parti Tarihi'' konularına yaklaşımını
ele alarak, bu konularda MKP'nin durduğu zemini, "esasen tasfiyeci
karakterde" olduğunu
vurguluyor. Okur, "Tarihi Muhasebe" başlığı altında yapılan değerlendirme
bölümünü okurken, bizzat yazarın bahsedilen tarihsel kesitin tanığı ve bir öznesi
olarak vermiş olduğu cevaplarıyla, çarpıcı örneklerle ve bilinmeyen yönleriyle
yaptığı kimi aktarımlarla, MKP'nin koca bir tarihi nasılda tersyüz ettiğini gözler
önüne sermektedir.
Kitabın
IV. Bölümünü oluşturan son bölüm ise, MKP'nin I. Kongre sonuçlarında "Kadınların
Kurtuluşu Hareketi, Sınıf Mücadelesi ve Parti" başlığıyla yer alan
perspektifler, örgütsel biçimler ve mücadele tarzı ile ilgili konuların yer aldığı
ve yazarında "Kadın Sorunu ve Kadının Kurtuluşu Teorileri Üzerine" başlığıyla
ele alıp değerlendirdiği bir bölümdür. Bu bölüm aynı zamanda "Kadın Sorunu Üzerine: İki Cins Arasındaki Tam Hak Eşitliği
ve Cinslerin Kendi Bedenleri Üzerinde Tasarruf Hakkı" isimli kitap çalışmasının II. Bölümü olarak da yayınlanmıştır.
Bu
çalışmanın I. Bölümü Temmuz, II. Bölümü Eylul 2004, III. Bölümü ise Ocak 2005
tarihleri arasında, Bolu F-Tipi zindanında tecrit ve izolasyonun alabildiğine
yoğunca yaşanmakta olduğu koşularda tamamlandı. Yine elinizdeki çalışmanın IV.
Bölümü ise 2004'ü mart ayında bitirilmiştir.
Halil
bu çalışmalarında 'MLM' formülasyonunu kullanmaktaysa da, ancak daha sonraki süreçte
'Maoizm' üzerine yaptığı kapsamlı çalışma sonucunda Mao Zedung'un katkılarının
başlı başına bir öğreti özelliği kazanmadığından hareketle 'Maoizm' tanımlamasının
zorlama ve öznelci bir tanımlama olduğunu düşünmektedir. Mao Zedung'u
Marksizm-Leninizm biliminin beş büyük ustası olarak görmekte. Ancak, Mao
Zedung'un teoriye ve sosyalizmin inşası pratiğine 'nicel' ve 'nitel' katkılarını,
karakter olarak Engels ve Stalin'in katkılarıyla aynı özelliğe sahip katkılar
olarak değerlendiriyor.
Halil,
Mao Zedung'un teoriye, doğrudan kendi ismiyle özdeşleşen iki 'nitel' katkısı
olduğu düşüncesindedir. Bunlardan biri, devrim stratejisine ilişkin olan
"Uzun Süreli Halk Savaşı Stratejisi" diğeri de "Proletarya
diktatörlüğü sisteminde revizyonizme karşı sınıf mücadelesinin yöntemi"ne
ilişkin olanıdır. Ve Halil, bu nitel katkıların 'ist' vurgusu ve belirlemesiyle
öne çıkarılmasının doğru olduğunu düşünmektedir. Örneğin tıpkı "Leninist
devrim stratejisi" tanımlamasında olduğu gibi. Bu türden 'nitel' tekil
katkıların 'ist' belirlemesiyle formüle edilmesi gerektiği kanaatindedir. Buna
gore, Mao Zedung'un 'nitel' katkılarının, "Maoist devrim stratejisi"
ve "Revizyonizme karşı Maoist sınıf mücadelesi yontemi" biçiminde formüle
edilmeli demektedir...
Haliyle
okurun bu çalışmalarda Halil'in kullandığı MLM formülasyonunu geri aldığı ve
bunun yerine ML formülasyonunu koyduğunun bilinmesinde fayda gormekteyim.
Halil'in
MKP'nin 1. Kongresi ekseninde yaptığı değerlendirmelerin bir diğer esaslı bölümü
ise "Mao Zedung Değerlendirmeleri Üzerine" olan çalışmasında yer alan
'MKP'de Maoizm' sorunudur. Bilindiği gibi MKP 1. Kongresinin en esaslı
belgelerinden biride "İdeoloji: Marksizm-Leninizm-Maoizm" belgesidir.
İşte Halil bu esaslı konuyu bir başka çalışma kapsamında ele almış olduğundan, okurun
bunu dikkate almasında fayda var.
Sonuc
olarak; Halil'in bu çalışmasının, tartışmalara boyut kazandıracağını ve yarının
'birlik'lerinde şekillendirici bir rol oynayacağını düşünüyorum.