H.GÜRER
12
Ocak, 2015
“İnsan”; çirkini ve güzeli, kötüyü ve
iyiyi bildi.
Doğru yerde durmasını bilmedi!
Dostu da düşmanı da bildi, ama dost
olmasını bilmedi.
Ortak düşmana karşı birlik olmayı, bu
davranıştan, ‘dostluk’ çıkarmayı öğrendi.
Kurduğu dostluğu, çıkarları için
bozmasını da…
Güzeli ‘sevdi’ ama onu ve düşüncesini
önemsemedi
Çıkarları uğruna, âşık olduğunu ve
sevdiğini sömürecek kadar amipleşti
O’nu öldürmesini bilecek kadar katil
olmasını da öğrendi.
Bu yüzden bunlar aşka, sevgiye, güzele
düşman sevgili…
“İnsan”; İyi, mert, dürüst ve doğru
olmanın öneminden bahsetti,
Bu erdemlerden uzak durulmasından da…
Ormanı, yeşili, gökyüzünü, denizleri ve
maviyi sevdiğini söyledi
Renkli dünyaya siyah beyaz bakışlarla
bakanda…
Dünyayı, renksiz, soluksuz, donuk ve
gri bir küle çeviren kendisi oldu
Yaşamı soluksuz-nefessiz bırakanda…
Bunlar doğaya, yaşama, renklere ve
hayata düşman sevgili…
“İnsan”; ellerinin içi nasırlı olanı
sevdi, bilinçleneni, bilinci nasırlananı sevmedi.
İnanana saygıyı, düşünene özgürlüğü
söyledi,
İnanan, düşüneni öldürmeyi hiç ihmal
etmedi…
İnanmak düşünmekten kolay geldi,
düşünmekten çok inanmayı seçti!
Bunun için düşüneni sevmedi…
Gerçekleri söyleyen dilleri kesmeyi,
Düşünen beyinleri vurmayı, yazan
kalemleri kırmayı
Şarkı söyleyen dilleri ise yakmayı
kendilerine ‘hak’ bildiler.
İnsanlığa kan kusturan silahlarıyla,
kalem tutan ellere kurşun sıktılar
Bunlar düşünene, üretene, umuda düşman
sevgili…
Geleceği vurdular… Her yaştan çocukları
da…
Yüzlerdeki, özgürlük rengi gülüşleri
kurşunladılar
Bunlar geleceğin, yarınların düşmanı
sevgili…
Korkaktılar… ‘Yüce’ tanrılarının ardına
gizlenerek geldiler!
Ortaçağ karanlığını sembolize eden
“siyah bayraklarıyla”!
Korkunç karanlıkların siluetleriydiler,
günleri gecelere hapsetmek için geldiler...
Yüreklerinde özgürlüğü, alınlarında
geleceği taşıyan; kara yağız, rüzgâr bakışlı,
Ay tenli delikanlıları vurdular,
kafalarını kestiler
Yaşamı var eden güzeli, köle
pazarlarına düşürdü/zincire vurdular
Bunlar güzelin, emeğin, yiğidin düşmanı
sevgili…
Aşk’ın başkentinde, şarap tadında ki
düşleri katlettiler
Koca bir gece yarattılar şimdi, uzun,
çok uzun, korkunç, zifiri karanlık bir gece…
Şimdi, sessiz, soluksuz ve bir başına
kaldı sokaklar,
Katran karası içinde siyahlara boğulmuş
düşler,
Birde boynu bükük ve öksüz Charlie
Hebdo!
Anlamazlar sevgili,
Güneşin toprakla; yıldızların ve
rüzgârın insanla konuşmasını,
Mavi göğün sularla öpüşmesini, yoncaların
gölgesindeki tırtıl larvasının şirinliğini,
Uçan kuşun kanadının kırılmazlığını,
çekirgenin gözünden dünyaya bakmayı,
Topal bir karıncanın, serçenin
gamzesindeki suya hasretliğini bilmezler…
Bu yüzden kalpleri kör, akılları
sapkınlık, fikriyatları sahtelikle dolu
Bu yüzden öldürürler güzeli, düşüneni
ve kurşunlarlar geleceği
Bunlar insana düşman sevgili…