25 Eylül 2016 Pazar

Bilinenden Bilinmeyene…

Bilim ve İnsan…
H.GÜRER
25 Eylül 2016

Galaksi, yıldızlar ve evren… Tüm bunlar içerisinde sadece yaşamın olduğunu sandığımız “küçük” dünyamız! İnsanın görüp 'anlayabildiği' kadar yıldızlar ve evren içerisinde kendimizden ibaret saydığımız “basit” Galaktik evimizdeki yaşam! Oysa ne kadar basit, acı ve “küçük” bir düş gücü... Halbuki, çok değil, birazcık merak duyan herkes bir kaç dakikasını dahi ayırdığında, sadece bizim küçücük toz fırtınalarıyla kavrulan galaksimiz Samanyolu’nda, iki yüz milyar yıldız bulunduğunu zorlanmadan öğrenecek ve bunu göz önüne alarak, bir galakside iki trilyona yakın gezegenin varlığını da pek âlâ bilecektir… Bunun önemi, şüphesiz entellektüel bir bilgi edinimi olarak değil, yaşamı, dünyayı, evreni bu bilinçle düşünmek ve yorumlamak için önemlidir.


10 Eylül 2016 Cumartesi

‘Yahuda'nın İncili’ ve Cemaat’in ‘öpücüğü’!..


H.GÜRER
11 Eylül 2016

Kütüphanemde ‘Dört Büyük Kutsal Kitap' da mevcut. Öyle, kütüphanemde bulunsun, laf olsun beri gelsin diye değil. Zaman zaman Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe Meâline ve Bilinen dört İncil’i (Matta, Luka, Markos, Yuhanna) içeren yeni Kitab-ı Mukaddes[1]’e göz atarım. İçindeki hikâyeleri eskiden beri ‘büyülenerek’ okurum. ‘Matta’ ve ‘Yuhanna’ bölümlerinden bilirim, Hristiyan âleminin en kötü, en lanetli hikâyeleri, İsa’nın 12 havarisinden biri olan Judas (Yahuda) üzerine olduğunu. Yine burdan bilirim, Yahuda’nın ölümü ile anlatılan iki çelişkili[2] suretin bulunduğunu!

‘Kutsal Kitap’ içerisinde yer alan hikâyelerdeki rivayetlere göre Yahuda, 30 gümüş için İsa’ya ihanet eder. Meşhur ‘Son akşam yemeği’[3]nde, İsa havarileriyle yemek yerken şöyle der; “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi “Sizden biri, benimle yemek yiyen biri bana ihanet edecek.”[4] Sonra ‘Gestemani Bahçesi’[5] denilen yere giderler. Burada İsa uyuyup dinlenen havarilerine “Yeter! Saat geldi. İşte insanoğlu günahkârların eline veriliyor. Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!”[6] der.