29 Haziran 2017 Perşembe

“Sosyal Medya” paylaşımları ve ‘kişilik’ -III


H.GÜRER
29 Haziran 2017

İletişim araçları her dönem insanlar üzerinde önemli etkilere sahip olmuştur. Bu araçlar kimi zaman kitleleri etkileyip yönlendirirken, kimi zaman onları izleme, denetleme ve kontrol altına almada önemli role sahip oldu. Bu rolü de her geçen gün artarak devam ediyor. Bu araçları en iyi kullananlar ise her daim egemen güçler olmuştur.

Toplumları yönetme işinin, bilinen üç temel yöntemi vardır. Biri; yıldırma-korkutma ve sindirmedir. İkincisi; kandırma ve manipüle etmektir. Üçüncüsü ise inandırmaktır. Yıldırma, korkutma, kandırma ve manipüle etme kısa sürelidir. İnandırmak en zorudur ama uzun süre boyunca etkindir. Bunun için de egemenlerin kitlelere kendi düşüncelerini yayabilecek, benimsetip inandıracak güçlü ideolojik aygıtları vardır. Bu, yargı-yasama ve yürütme aygıtlarının daha üstünde bir güç olan, dördüncü güç denilen “Medyadır!” Medya algımız, eğer hâlâ TV ve gazeteler ise, bu önemli bir yanılgıdır. Çünkü medya günümüzde iletişim, bilişim teknolojisinin kendisidir!

20 Haziran 2017 Salı

“Sosyal Medya” paylaşımları ve ‘kişilik’ -II

H.GÜRER
20 Haziran 2016

Yazımızın birinci kısmında, işin psikopatolojik vakalar bölümüne kısaca değinmeye çalıştık. Bu bölümde de yer yer değineceğiz ancak daha çok yapılan paylaşımların egemen güçler tarafından sınıflandırılıp, bu araçları bilinçsizce kullananları farkında olmadan nasıl yönlendirdiklerine değinmeye çalışacağız.

Yazılara sıklıkla gelen yorumlar “çok uzun yazmışsın, zaman yok okumaya” oluyor. Oysa ben kütüphanemde binlerce sayfa kitap okumak için uğraşıyorum, okuyamadığım her gün suçluluk duygusu yaşıyorum. Ancak sanal âlemde uzun saatler mesai yapanların bir paragraflık yazıların dışındaki yazıları okuyacak zamanı olmuyor! Bunu da “zaman yok” diyerek açıklıyorlar. Oysa aynı kişiler zamanlarını dünyanın en aptal, en saçma troll videolarını paylaştıklarını, yine aynı içerikteki twitter ve face yorumları altında günlerce polemikler yaptığını görebiliyoruz.

15 Haziran 2017 Perşembe

"Sosyal Medya" paylaşımları ve ‘kişilik’ -I

H.GÜRER
15 Haziran 2017

“Sosyal medya” paylaşımları denilen, özünde “sanal alem” olan bu alandaki hastalıklara, yozlaşmaya, kişilik ve ahlaki tükenişe dikkat çekmek gerekiyor. Bunun için yazı boyunca ifadelendirmeyi “sanal alem” olarak kullanmayı doğru buluyorum. Zira, “sosyal medya” olarak ifade edilmesini ise kısmen bir manipülasyon olarak görürken, ifade anlamını tam karşılığıyla bulmadığını düşünüyorum. Sosyalleşmek orada olmak, direkt yaşamak, temas etmektir! Mekanik biçimiyle ifade edecek olursak, gözlerinin içine bakmak, yüz mimiklerini görmek, dokunmak, o an’ı aynı hava koşullarında yaşamaktır. Canlı iletişimdir. Oysa sanal alemde yalnızca ekrana bakıyoruz!

Türkiyelilerin İnternet ve sanal alemde zaman geçirme de dünya lideri konumunda olduğunu biliyor muydunuz? Bu durum, kullanımda ve onca zaman geçirme süresinde, ihtiyaçları karşılama temelli değil, gerçeği yaşa(ya)mayan, sanal alemde ‘yaşayan’ bir toplumun gerçekliğini ifade ediyor!

11 Haziran 2017 Pazar

‘Diplomatik’ Katar kuşatması!

H.GÜRER
11 Haziran 2017




Doğa ve toplumsal olayları doğru anlamak ve gerçeği bulmak, onları doğru inceleyip analiz etmekten geçer. Bunun için de izlenen metot büyük önem taşır.  Doğa ve toplumsal olayları araştırma, inceleme, bilgi edinme metodumuz diyalektik, aynı olguları analiz edip yorumlamamız ise materyalist olmak zorundadır. Ancak diyalektik materyalizmin bilimsel kuralları esas alınarak doğa ve toplumsal olaylar/gelişmeler doğru incelenebilir ve siyasal olaylarla ekonomik çıkarlar arasındaki ilişkiler ortaya koyulabilir. Sosyal dünyaya bilimsel bakmak, anlamak ve analiz etmek ampirik görüngülerle değil, tarihsel, yapısal, karşılıklı bağlantılar, eylemsel ve değişken bir bakışla ele almakla mümkündür. Bu bağlamda, güncel gelişmeleri, çok gerilere gitmeden, yakın tarihsel olgulara mercek tutarak irdelemeye çalışalım.

9 Haziran 2017 Cuma

Anlatımların tahayyül sınırlarını aşan, tahammülü mümkün olmayanın tarifi ile: İZ belgeseli




Geçtiğimiz aylarda 12 Eylül darbesini gerçekleştirenler “zaman aşımı” ile aklandı. Tabii bu durum “yetmez ama evet”çilerin hoşuna gitmemiş olabilir. Çünkü görmek istemedikleri fakat ülkenin bir gerçekliği olan faşizmin devletin ta kendisi olduğunu… Onun içindir ki Koçgiri, Dersim, Zilan, Roboski, Suruç ve Ankara katliamının asıl faillerinin devlet olduğu gerçeğini savunanlar ve teşhir edenler 12 Eylül’de Amed Zindanlarında yaşatılanları da asla ve asla unutmayacak, “darbecilerle” zaman aşımına bırakmayacak!

5 Haziran 2017 Pazartesi

Kartal’da insan hakları ihlalleri konuşuldu


Kartal Belediyesi İşçi Komitesi, Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde “12 Eylül’den günümüze uygulamalar ve insan hakları ihlalleri” başlıklı panel ve ‘İZ’ adlı belgesel gösterimi yapıldı. 

Kartal Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen panelde 12 Eylül sonrasından günümüze kadar uzanan insan hakları ihlalleri konuşuldu.

Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Kartal Belediyesi Personeli Özgür Ağgez yaparken, İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Gülseren Yoleri, Kartal Hukukçular Dernek Başkanı Av. Gazi Uzun, Barış Akademisyeni Özgür Müftüoğlu ve KHK ile ihraç edilen Eğitim-Sen üyesi Hüda Yıldırım panelist olarak katıldı. 

4 Haziran 2017 Pazar

Kartal Belediyesi işçileri 'İz' filmi gösterimi yaptı…


Kartal Belediyesi işçilerinin düzenlediği belgesel gösteriminde 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananları ele alan 'İz' filmi yer aldı.

www.evrensel.net
Yasemin TİRYAKİ
İstanbul
4 haziran 2017

Kartal Belediyesi işçileri belgesel film gösterimi düzenledi. 12 Eylül darbesi döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan işkenceleri konu olan ve yapım ve yönetmenliğini Hakan Gürer’in yaptığı “İz” isimli filmi gösterimi öncesi panel düzenlendi. Panelde konuşan Özgür Müftüoğlu, “Bizim çocuklarımız için, torunlarımız için, barışı, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü her şeye rağmen savunmaya devam etmemiz lazım” çağrısını yaptı.