Kartal
Belediyesi işçilerinin düzenlediği belgesel gösteriminde 12 Eylül döneminde
Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananları ele alan 'İz' filmi yer aldı.
www.evrensel.net
Yasemin TİRYAKİ
İstanbul
4 haziran 2017
Kartal
Belediyesi işçileri belgesel film gösterimi düzenledi. 12 Eylül darbesi
döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan işkenceleri konu olan ve yapım ve
yönetmenliğini Hakan Gürer’in yaptığı “İz” isimli filmi gösterimi öncesi panel
düzenlendi. Panelde konuşan Özgür Müftüoğlu, “Bizim çocuklarımız için,
torunlarımız için, barışı, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü her şeye rağmen
savunmaya devam etmemiz lazım” çağrısını yaptı.
250 civarı
işçinin katıldığı belgesel gösterimi ve panel etkinliğinin çalışmaları 3 hafta
boyunca mahalle mahalle sürdürüldü. Mahalle ve işyeri civarında etkinlik
afişleri, pankartlar asıldı, bildiriler dağıtıldı. Hummalı çalışmanın sonunda
film gösterimi ve panel 1 Haziran’de yapıldı.
İlk önce panel
düzenlendi. Moderatörlüğünü Özgür Ağgez’in yaptığı panele konuşmacı olarak İHD
Genel Başkan Yardımcısı Av. Gülseren Yoleri, KHK ile ihraç edilen
akademisyenlerden Özgür Müftüoğlu, KHK ile ihraç edilen öğretmen Hüda Yıldırım,
Kartal Hukukçular Derneği Başkanı Gazi Uzun katıldı.
689 sayılı KHK
ile Marmara Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Özgür Müftüoğlu,
Türkiye’de şu an yaşanan durumun yeni ve beklenmedik olmadığına dikkat çekerek
“Egemenler, egemenliklerini toplumu ikna ederek sürdüremeyecekleri zamanlarda
baskıya başvurur” dedi. Geçmişte yaşanan darbeleri hatırlatan Müftüoğlu, darbe
koşullarının 3 ayakla sağlandığını anlattı: “Bunlardan birincisi halkı
gerçeklerden uzaklaştırmaktır. Çünkü halk gerçeği öğrenirse egemenleri
koltuğunda oturtmaz. Bunun için yapılacak ilk şey haber hakkını ortadan
kaldırıp, basın özgürlüğüne darbe yapmaktır. Gazetecileri hapse atıp korkutarak
haber yapmalarının önüne geçmektir. İkincisi ise bilgiyi üreten yerlerin yani üniversiteler
ile toplum arasındaki bağı kopartırsınız ve akademiyi tamamen biat eden yerler
haline getirirsiniz. Üçüncüsü de örgütlü mücadeleyi ortadan kaldırmaya
çalışırsınız. Bakın bunların hepsi 60’lı yıllarda da 70’li yıllarda da 80’li
yıllarda da günümüzde de böyle olmuştur.”
TEK ADAM
REJİMİ
12 Eylül
darbesini yapanların geçici olarak geldiklerini söylediklerini, bugün baskı
uygulayanların ise böyle bir beyanda bulunmadığını dile getiren Müftüoğlu,
“Bugün söylenenlerden anlaşılanın asla gidilmemek üzere geldikleri ve bir rejim
değişikliğine giderek tek adam sisteminin getirilmekte olduğunun açıkça
göstergesidir” dedi. Bu rejimlerin aynı zamanda toplumu çürüten rejimler
olduğunu ifade eden Müftüoğlu, “Bizim çocuklarımız için, torunlarımız için,
barışı, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü her şeye rağmen savunmaya devam
etmemiz lazım” çağrısını yaptı.
Müftüoğlu’nun ardından 671 sayılı KHK ile edebiyat öğretmenliği görevinden ihraç edilen Hüda
Yıldırım söz aldı. Yıldırım yaşadıklarını şöyle anlattı: “2 yıl önce okullara
gelen bir yazı ile aktif olarak faaliyet yürüten kamu emekçilerinin isimleri
istendi. Bu dönemde Eğitim Sen’den bir arkadaşım bu listeye ismimin yazıldığını
söyledi. Bunun ardından bu senenin başında, 1 Ekim’de evime baskın oldu fakat
ben adreste bulunamadım. Burada adliyelere gittim kimseden bilgi alamadım. Ayın
25’inde ise hakkımda yakalama kararı olduğu bilgisi geldi Milli Eğitim’den.
Daha önce görev yaptığım Diyarbakır’da ifade vermem gerektiği söylendi.
Diyarbakır’a gittiğimde savcılıkta ifademi almadılar. 90 kişi hakkında böyle
bir polis soruşturması olduğunu ve istisnasız herkesin gözaltına alındığını
öğrendim. Karakola ifade vermeye gittim ve gözaltına alındım. 6 gün boyunca
kaldığım gözaltı süresi Diyarbakır Belediyesi’ne Kayyım atamalarının yapıldığı
döneme denk geldi. Bu süre zarfında neler yaşadığımı, nelere tanık olduğumu
nasıl anlatırım bilemiyorum. Ben gözaltından çıktığımda ise ihraç edildiğimi
öğrendim.”